Pekin: Sendikalar siyasi yapı değildir kurumsal olarak siyaset yaparsa kapatılma sebebidir

Hürriyetçi Eğitim-Sen Başkanı Süleyman Pekin ile uzun bir röportaj gerçekleştirdik. Önemli açıklamalarda bulunan Pekin tüm sorularımıza içtenlikle cevap verdi

Haber albümü için resme tıklayın

Hanife Serindere

İşte Pekin ile yaptığımız o röportaj:

ÖNCELİKLE MERHABA,SİZİ TÜM YÖNLERİNİZLE TANIMAK İSTERİZ. SÜLEYMAN PEKİN KİMDİR KENDİNİ NASIL ANLATIR?

Biraz tarihle, biraz edebiyatla, birazdış politikayla, kültürle alakası olanhayatı anlamak ve anlamlandırmak üzere olan bu yolculukta, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında eğitim kültür faaliyetlerindegörev alan gönüllü bir hayat yolcusudur özet olarak

BİRÇOK YÖNÜNÜZ VAR ŞAİR YAZAR EĞİTMEN AMA EN TANINAN YÖNÜNÜZ SENDİKA YÖNETİCİLİĞİ SİZİ BU SEVDAYA DÜŞÜREN YA DA SENDİKACI OLMAYA YÖNELTEN NE OLDU?

(Gülümseyerek) Sanırım Müslümcülükle alakalıhaksızlığa karşı tepki vermek. Belki o zamanlar haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır tarafını iyi bilmiyorduk ama kimsenin hakkına girmemek kimsenin bizim hakkımızı yemesine de müsaade etmemek gibi bir donanım sahibi gördük kendimizi. Dolayısıyla etrafımızda ki insanların hak ve haksızlık noktasında ki duruşları ekipleşmeye sebep oluyor. Türdeşlerinizle biraraya geldiğinizde dezamanla bu örgütlü mücadeleye dönebiliyor. Sendika da bu örgütlü mücadelenin koruma kalkanı yüksek olanlardan biri. Hak ve haksızlığa karşı denge sağlama mücadelesi bizi buralara taşıyan

SENDİKA NEDİR? ÇALIŞANLAR NEDEN SENDİKALI OLMALI? SENDİKANIN ÇALIŞANA KATTIĞI GÜÇ NEDİR?

Sendika mesleki dayanışma örgütüdür. Aslında çalışanlar için koruma kalkanı, çalışanların yangın anında camı kır çerçevesinde kullanabileceği bir teşekkül. Burada fikri ve kültürel aydınlanma da söz konusu olabilir hem de haksızlık mücadelesinin verileceği 150-200 yıllık tarihsel alt yapısı olan bir kurum.

TÜRK EĞİTİM SEN BAŞKANI OLARAK GÖREV YAPTINIZ NE EKSİKTİ YA DA SİZİ VE ARKADAŞLARINIZI NE RAHATSIZ ETTİ BÖYLESİ ZOR BİR YOLA GİRDİNİZ?

11yıl Türk Eğitim Sen başkanlığı yaptım bıraktığımda sıkıntı yoktu. Orada da burada düşündüğümüz yaptığımız şeyleri layığı ile yaptık.2015 yılında yeni arkadaşlarımızın süreci devam ettirmesi için bayrağı devrettik. Zamanla bizim daha önce hak hukuk mücadelesi yaptığımız sendikanın haksızlık hukuksuzluğa karşı siyasal iktidarın söylemi ve duruşu ile aynı noktada durduğunu gördük.Buna sendika dili ile sarılaşma deniyor. Hükümetler devletin kurumları bizim işverenimiz biz onlardan hak talebinde bulunuyoruz. Daha önce görev yaptığımız sendikanın bu noktaya gelmesi bizleri vicdanen derinden yaraladı. Kolay bir tercih değildi. Bu bütün arkadaşlarımız için geçerli ama ilke mi mazi mi diye düşündüğümüzde ilkelerin üstünlüğü noktasında geçmişle bağımızı bir kalemde geride bıraktık. Yol aynı yol. Haksızlığa mücadelemizi burada devam ettiriyoruz sadece kalanlar ve devam edenler isim olarak farklı.

ETKİLİ VE SERT BİR MANİFESTO YAYINLADINIZ.SENDİKACILIK ADINA YAPILAN YANLIŞLARI GÖSTEREBİLECEĞİNİZE İNANIYOR MUSUNUZ BU İŞ BÖYLE YAPILIR DİYEBİLECEK MİSİNİZ?

Niyetimiz eleştirdiğimiz yanlışlara dönüşmemek, idealize ettiğimiz fikrin örneği olmak. Manifesto da belirttik ilkelerin üstünlüğü, ilkelerin, kişilerin kurumlar tarafından gölgelenmediği bir yapı olmak. Bizde kurumlar o kadar abartılıyor ki kuruma ihanetten bahsediliyor, çocukça bir cümle bu. Kurum tüzel bir kişiliktir canlı değildir.Kurum canlı organizmaların yani insanların bira araya gelmesiyle oluşturduğu bir teşekküldür adı ne olursa olsun. Devlet soyuttur millet somuttur. Aslolan milletin kendisidir. İnsanlar ya ilkelere ya da kendilerine ihanet edebilirler. Biz ilkelere ya da kendimize ihanet etmemek için Hürriyetçi Eğitim Sendikasını özellikle kurduk. Şu ana kadar on aylık zaman zarfında bu ilkesel mücadeleyi büyük oranda kendi kongre ve örgütlenmesiyle yaşadı. Özümsenme, içselleşme, birbirimizle münasebetler noktasında yol alacağız, sonuçtan umutluyuz

SENDİKALAR SİYASETTEN EMİR ALMAMALI ŞEKLİNDE BEYANINIZ VAR TECRÜBELİ BİR SENDİKA YÖNETİCİSİ OLARAK BU BEYANI NEYE İSTİNADEN YAPTINIZ YÖNETİCİ VE ÜYELER OLARAK SİYASETTEN UZAK KALABİLECEK MİSİNİZ YANLIŞA YANLIŞ DİYEBİLMEK YA DA GÜDÜMLÜ OLMAMAK ADINA NASIL BİR DURUŞ SERGİLEYECEKSİNİZ?

Siyasi kanaatlerimiz olduğu halde sendikacılık yaptığımız dönemde sendika işlerine siyasilerin hiçbirinin hiçbir zaman hiçbir olayda karıştırmamaya ve aynı zamanda karışmamaya çok hassasiyet gösterdik. Herkes kendi mecrasında kendi yolunu bulmak durumunda. Ama sendikal ve diğer faaliyetler haricinde siyasilerle münasebetleriniz olabilir, hatta sendikal eylemlerde bütün siyasileri basın mensuplarını ziyarete gidebilirsiniz ayrım yapmadan. Üyelerimiz arasında bütün görüşleri temsil eden arkadaşlarımız var. Burada siyasetin 2015-2016 sonrasında özellikle biraz fazla etkisi oldu, öncesinde de bazı sendikalar üzerinde vardı ama en azındanbiz sorumlu olduğumuz taraflarda buna şahit olmamıştık. Siyasetin aday olma görev alma noktasında yaptığı müdahaleye izin vermek eğitimcinin kendi aldığı eğitimi inkar anlamına gelir. Burada sitem edilecek nokta siyasilerden önce eğitimciler. Kendini geliştirmiş insanların siyasetin kulvarında edilgen vaziyetteyeni emir kulu noktasına girmesi kendini inkardır.Öğrencileri bağımsız fikri hür vicdanı hür eğitmenler yetiştirirse birey topluma fayda verir. Gençler ülkelerinde durmak istemiyor çünkü kendi ülkelerini yaşanmaz kılan bu insanlarla durmaktansa ilkelerle,kanunlarla,kurallarla işleyen sosyal devlette yaşamak istiyor.Ülkeyi yaşanmaz kılan bizlerin zihniyeti oldu.Sendikalar siyasi partilerin güdümünde kalmayı güç ve marifet görür oldu. Sendikalar siyasi yapı değildir. Eğer siyaset yaparsa devlet memurları kanununa göre yasak ve suç. Kurumsal olarak siyaset yaparsa kapatılma sebebidir. Büyük risk

YAPILAMAYAN NEYİ YAPACAK HÜRRÜYETÇİ EĞİTİM SENDİKASI

Hürriyetçi Eğitim Sen farklı sendikalardan bir araya gelen bir kompozisyon. Bir arkadaşımızın ifadesiyle ’’Renginle gel’’. Farklı renklerden insanlar sadece sendika tüzüğündeki eğitim çalışanlarının sorunları, özlük hakları noktasında odaklanmış durumdalar. Varlığımız sahayı hareketlendirdi farklı sendikaların bir araya gelmesine vesile oldu. Korku ikliminin hükümferma olduğu bir dönemde hürriyet fikri de bir sendikanın ismi olarak yer aldı. Fikri hür, vicdanı hür irfanı hür eğitim çalışanları dedik. Hürriyet fikri bir sendikanın ismiyle sendikalardan STK’lara toplumsal diğer katmanlara da ulaşacağını yaraları sarmaya vesile olacağını düşünüyorum

KAÇ ŞUBE VE KAÇ ÜYENİZ VAR? ÜYELERİNİZLE İLGİLİ KRİTERLERİNİZ VAR MI?

Türkiye genelinde 12000 civarında üyemiz var. Kocaeli’de 400 üye civarındayız.Bir yıl dolmadan beklediğimizin çok üzerinde bir sayıdayız.Milli Eğitim Bakanlığında ve üniversitelerde çalışan personelin üye olma hakkı var

DİĞER SENDİKALARA BAKIŞ AÇINIZ NEDİR?

Sendikalar aynı kulvarda koşturan yapılar. Sendika tüzüklerinde yazan, çalışanın sorunlarına odaklandıkları her konu bizim için kıymetli. Birbirimizin gözünden kaçan konu olursa ele alıp zaman zaman ortak hareket edebiliyoruz promosyon meselesinde olduğu gibi. Tamamlayıcı unsurlar olarak görüyorum. Ama tabi diğerini düşmanca gören, dışlayan, ötekileştiren, siyasetin bu şikayet ettiğimiz kutuplaştırma dilini teşkilatlanma yöntemi olarak kullanan sendikaların yanlış olduğunu da her platformda dile getiriyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün behemehal muzaffer olmak dediğibirazda eğitimcilerin bireysel özeleştiri ile hem muhataplarına hem de özne olarak aldığı öğrencilerine kendilerini doğru anlatma yöntemidir diye düşünüyorum.

EĞİTİM CAMİASI NEDEN SİZİN SENDİKANIZA ÜYE OLMALI?

Seçenekler fazla ama biz sayısal olarak kişi biriktirmek yerine değer kazanmaya çalışıyoruz. Nitelikli ve çağdaş bir sendikacılık olması için çabalıyoruz. Şu görüşte olanlar bize gelsin bu görüşte olanlar diğer tarafa gitsin toptancılığında değiliz. Sorunlara demokratik çağdaş yaklaşımlar sunarak eğitimin paydaşı olan veli ve öğrencilerin de sorunlarına çözüm olamaya çalışıyoruz. Hürriyetçi Eğitim Sen tüm paydaşları ile beraber eğitimin ele alınmasına taraf. Bu yüzden tercih edilebilir üyelik noktasında

ANDIMIZIN TEKRAR OKUNMAYA BAŞLAMASI TARTIŞMALARI İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİZ NEDİR?

Andımız gibi metinler doğru motivasyon metinleridir. Bu kuru milliyetçilik hamaset tarzı algılanmasın.

İnsanlar sözle kendilerini bağlamış olurlar. Türk’üm doğruyum çalışkanım küçüklerimi korumak büyüklerimi saymak şeklinde bu doğru bir motivasyon ve bilinç altı oluşturur. Milliyetçilik ile ilgili bu kadar net söylemi olan bir siyasal iktidarın hala andımız ile ilgili takıntısının olması ilginç bir çelişki olarak karşımızda duruyor

EN BÜYÜK GÜÇ EĞİTİMDİR SİZCE BU GÜCÜN DAĞITIMI ADİL VE YETERLİ Mİ?

Değil. Asıl beka davası olarak görülmesi gereken unsur eğitim olması gerektiği halde, devlet okullarının üvey, özel okulların has evlat muamelesi görmesi, öğretmenlerin itibarsızlaştırılması, okulların ticarethaneye çevrilmesi eğitime verilen önemi alt sıralarda tutulduğunu gösteriyor. Eğitimden öğrenciler memnun değil, veliler memnun değil, eğitmenler memnun değil ise yapılması gereken önemli düzenlemeler var demektir. Teknoloji ile açılan pencerelerin bir çoğunu kapatıp tekrar 30’lu 40’lı yıllarda ki idealizme dönersek hem özne unsur öğrenciler hem de aktarımcı eğitim çalışanları bence eğitimdeki problemlerin önemli kısmı giderilmiş olur

ÖZEL OKULLARIN VARLIĞI İLE İLGİLİ DÜŞÜNCENİZ NEDİR? EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ ADINA İŞLEVSEL ÖNERİ VE EYLEM PLANINIZ VAR MIDIR

Özel okulların varlığına değil,özel okulların özel muamele görmesine karşıyız. Ayrıca özel okullarda eğitim çalışanları devlet okullarında ki eğitimcilerden daha zor şartlarda çalışıyor. Burada hep kar maksimizasyonu mevzuu var. Bunlarla alakalı çoklu düşünce ve planlama çalışmalarımız var. Bunları zaman zaman aktarıyoruz. Mesela okullarda ki kantinlerin çok eski zamanlardaki gibi kooperatif şeklin dönmesi gibi bir önerimiz var. Daha sağlıklı eşit ve uygun şartlarda öğrencinin de dahil olabildiği her şeyin parayla ölçülmediği bir sistem bu da bir eğitim.Öğrencilerimizin beslenmesi, ulaşımlarının ,okul kooperatiflerinin düzenlenmesi, okulda ki idarecileri öğrencilerin veya öğretmenlerin seçmesi eğitimin işleyişinin demokratikleşmesi ile alakalı köklü önerilerimiz var peyder pey paylaşacağız

EĞİTİMDE GÖRDÜĞÜNÜZ EN TEMEL SIKINTILAR NELER MİLLİ KELİMESİ TABELA MI?

Temel sorun eğitimin kendisi. Sıkça anlattığımız bir fıkra var. İstanbul’dan Trabzon’a giden otobüs Giresun’da arızalanmış şoförün arkasında oturan Temel kızmış: İstanbul’dan beri vitesle oynuyordun kırılacağı belliydi.Şanzımanı inen bir otobüsün rektefeye alınması gerek.Eğitimin muhtevası değişmelikonu ile alakalı eğitimcilerin paydaş alınması gerekiyor.Her şey var ruh yok kimsenin de bununla ilgili talebi yok öğrenci ve veliler de dahil

UZAKTAN EĞİTİMİ ARTISI VE EKSİSİ İLE DEĞERLENDİRİRSENİZ NELER SÖYLERSİNİZ?

Uzaktan eğitim olmaz en fazla öğretim olur. Eğitim değerler davranışlarla ilgili,öğretim sunum. Uzaktan öğretim süreci ‘’mış’’ gibi oldu. Çocuklarımızı teknolojik aletlere hibe ettik bunun sıkıntılarını önümüzde ki süreçte yaşayacağız gibi görünüyor.

EĞİTİMCİ VE BABA GÖZÜYLE YENİ KUŞAĞI NASIL BULUYORSUNUZ EKSİK VE HATALI GÖRDÜĞÜNÜZ YANLARDA ŞAPKAYI ÖNÜNÜZE KOYARSANIZ EĞİTİM POLİTİKALARI, GENEL YÖNETİM POLİTİKALARI,EĞİTİMCİLER AİLE HANGİSİNİ ELEŞTİRİRSİNİZ?

Çuvaldızı kendimize batıralım. Neticede sistemdekiler bizim yetiştirdiğimiz bireyler. En az suçlu olanlar öğrenciler. Bize, eğitim sistemine, yöneticilere ve her şeye rağmen bizden daha akıllı ve mantıklılar. Çabuk pes ediyorlar,zora gelmiyorlar, politikayı takip ederek ama politize olmadan at gözlüğü ile bakmadan bizim söyleyebileceklerimizi sorgulayabilen ama her zaman söyleme ihtiyacı hissetmeyen daha pratik çözümler üretebilen umut veren bir kuşak var.

EĞİTİM CAMİASI İLE İLGİLİ YAŞANAN EKONOMİK VE PSİKOLOJİK ZORLU BİR SÜREÇ VAR KONU İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİZ VE YAPMAK İSTEDİKLERİNİZ NELERDİR?

Bu gerçekten yaralı bir taraf. Türk-İş sendikasının açıkladığı Ekim ayı açlık sınırının bir tık üzeri ücret alıyor yeni göreve başlayan öğretmen. Yoksulluk sınırı demiyoruz. Karı koca iki kişi çalışırsa anca o sınırı egale edebiliyor.Dolayısı ile temel problem açlık ve yoksulluk sınırı ile baş edebilme. Mesela uzmanlık ve başöğretmenlik başvurularının sebebi kariyer değil olay cep delik cepken delik. Manifestomuzda da yazdık eğitim çalışanlarının vicdanının yanında cüzdanının da hür olması gereklidir.

ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER VE ÜCRETLİ ÖĞRETMENLER HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

Atanamayan öğretmenlerin eylemlerine destek veriyoruz. Okullarda çok fazla ücretli öğretmen var. Çok mezun var açık da var. Devlet taşeron işçi çalıştırıyor gibi düşünelim maliyet hesabı yaparak

ÖĞRETMEN YETERLİLİK SINAVI İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİZİ SORSAM

Siyasal iktidarlareğitim çalışanlarını birbirine düşürerek haklarının ikinci planda kalmasını taktik olarak hep yapar. Devlet memurlarına düşük ücret verirsin geçim derdiyle boğuşurken kafasını kaldıramaz, siyaset yasağı koyarsın çeşitlenmesi ve kalitelenmesi engellenmiş olur. Uzmanlık ve başöğretmenliğe vereceği ücret farkını 5-10-15 yıl gibi kademe olarak artana verebilir. Yapılan iş aynı ama verilen sıfatlarla birbirinden farklı göstererek öğretmenler ve veliler arasında bölünmelere yol açar. Buna karşı çok ciddi bir tepki var eğitim camiasının tamamında

AKADEMİK KARİYER PLANINIZ NEDİR?

Üniversiteye geçebilirsem orada devam edeceğim. Ben tarihte yüksek lisans doktora gibi şeyleri tarihi öğrenmek merak ettiklerimi kıymetlendirmek adına yapıyorum bu benim zevkim yaptıklarım an itibarı ile kafi. Anlamak öğrenmek beni doyuruyor.

MEMURA SİYASET HAKKI KONUSUNDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? SİYASETTE HEDEFİNİZ VAR MI YAKLAŞAN SÜREÇTE GÖREVE DAVET EDİLİRSENİZ DURUŞUNUZ NE OLUR?

Daha önceki sendikamızda da şimdi de aynı şeyi savunuyoruz. Toplu sözleşmeli grevli ve siyaset haklı bir sendikal yasa. İşçilere,esnafaher şeyin serbest olduğu sadece memurların engellendiği bir haksızlık değil gizli kapaklı değil açıktan yapılma hakkını talep ediyoruz.Siyasi planım yok desem eksik kalır. Aslında biz Müslümcüler Müslümcülüğü bir siyasal organizasyon haline getirmenin alt yapısını sürdürüyoruz, (gülümseyerek) neden Türkiye’de Müslümcü bir parti olmasın diye söylemiş olayım

İSYAN SİZİN LİTERATÜRÜNÜZDE ÖNEMLİ TAKİP ETTİĞİM KADARI İLE ÖZELLİKLE VURGULUYORSUNUZ HUZUR İSYANDA ADLI BİR PROGRAMINIZ DA VARDI SÜLEYMEN PEKİN NEYE İSYAN EDİYOR?

Aslında gençliğim adına baktığımda hiç bir eksiğim yoktu. Eksik olan şeyi sonradan farkettim. Hayatımı anlamlandıracak şey haksızlıklar, başka insanların yaşadığı problemler Müslüm Gürses dinleyerek derdim yoktu farkındalık dert kazanmış oldum. Kendimiz dışındaki insanların dertlerinin çok olduğunu görünce haksızlığa karşı en soylu duruş en üst ritim yani sızlanma şikayetlenme yerine ciddi bir dikilme bende ki. Sonrasında bunun islami referansları kıyam gibi ‘’iman isyan ile başlar’’cümlesi gibi Nurettin Topçu’nun isyan ahlakı gibi Kur’an da tevhidcümlesinin La ile başlayan tarafının doğrudan aslında düzenin kötülüğüne isyan olması gibi Müslüm Gürses’in biz hep yenilmeye ezilmeye mecbur muyuz cümlesi gibi topladığımızda bence mücadele bence siyasi görüşler arasında değil ezenler ve ezilenler arasında. Ezilenler zamanla yönetici pozisyonuna geldiğinde ezen olabiliyor sıkça örneklerine rastlandığı gibi.Ezenin ezilenin olmadığı hakça adaletli eşit bir dünya olsun diye düşünüyorum isyanım budur.

DEĞERLİ BİLGİ VE MİSAFİRPERVERLİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ. SON OLARAK OKUYUCULARIMIZAVE SİZİ TAKİP EDEN EĞİTİM CAMİAMIZA NE İLETMEK İSTERSİNİZ BİZİM ARACILIĞIMIZ İLE

And olsun özgürlüğe

Güncelleme: 27 Ekim 2022 12:19

27 Eki 2022 - 11:04 -


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Halk Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Halk Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Halk Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Halk Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.