Toplum mühendisliği, o kadar acımasızca uygulanıyor ki!

Toplum mühendisliği günümüzde hem dünyada hem de ülkemizde, psikolojik harp uzmanlarınca, toplumlara o kadar acımasızca uygulanıyor ki !!

Belli konularda toplumlara uygulanan bu tekniklerle, topluluklar kendilerinin düşündüklerini sandıkları şeylere bile, aslında kendileri değil bu tekniklerle inandırılmaktadırlar !!

Ülkemizden ve dünyadan güncel iki konuyla örneklendirmek gerekirse !!

Örneğin Filistin konusu !!

Batı dünyası kendi toplumlarına karşı, bizimkilerle de iç kamuoyuna karşı bu teknikleri uygulamakta, Batı halkları saldırıları hamasın başlattığı dolayısıyla 15bin civarı Filistinli çocuk kadın yaşlı genç sivil insanın öldürülmesinin normal olduğuna inandırılma enformasyonuna maruz kalmakta, Batı halkları bize nazaran daha bilinçli ve sorgulayan toplumlar olduğu için, batılılar kendi toplumlarını, bu psikolojik harp teknikleriyle etkilemekte zorlanmaktalar !!

Bu iş ülkemizde çok daha kolay halbuki; Bu Toplum mühendisliğinin kolu olan psikolojik harp teknikleriyle yönlendirilen toplumuz, Hamas’ında askeri hedeflerle birlikte sivillerinde kaçırılması ve öldürülmesinin yanlış olduğunu söyleyebilmek, mahalle baskısında eleştirilere maruz kalmaktan korkulacağı için ve 15bine yakın sivil Filistinli insanın öldürüldüğü için, mümkün değildir,

Aslında doğru olan Hamas’a da İsrail’e mazeret kazandırdığı için kızmak, İsrail’den de binlerce sivili öldürdüğü için nefret etmektir !!

Gelelim bu toplum mühendisliğinin ve psikolojik harp teknikleriyle, ülkemizde toplumların nasıl düşün dürttürüldüğüne, sorgulayamamasına !!

Uzun yıllar içinde önce toplumun adalete güveni yerle bir edilir, toplumun ufacıkta olsa adaletli bir şeye hasret bırakılması sağlandıktan sonra, Herhangi bir kişinin zaten görevi ve daha iyisini de yapması gereken bir konuda, attığı ufacık adaletli adımlar bile, topluma lütuf gelmesi sağlanır !!

Örneğin içişleri bakanımız Sn. Ali Yerlikaya !!

Sn. Bakan, göreve geldiği günden bu yana toplumun her kesiminin takdirini kazandığı suçla suçlularla mücadele kapsamında, gerçekten de ülkemize nasıl geldikleri bilinmeyen uluslararası çeteler, mafya baronları, uyuşturucu çetelerine, hemen her gün operasyonlar düzenlenmektedir !!

Bu uyuşturucu baronlarının çoğunluğu İstanbul’da ve zaman zaman birbirleriyle de artık sokak ortalarında, AVM'lerde halkın içinde çatıştıkları, mızrağın çuvala sığmaz olduğu görülmekteydi !!

Ali Yerlikaya göreve geldiği günden bu yana, bu baronlara da operasyonlar düzenlemekte ve hem muhalif hem de iktidar medyasından methiyeler (haklı olarak) düzülmektedir.

Ancak burada da bir toplum mühendisliği, topluma çaktırmadan uygulanmakta, insanlar böyle liyakatli yöneticilere hasret bırakıldığı için, mesela Ali Yerlikaya’nın bundan önce İstanbul valisi olduğunu, Bu baronlarında çoğunlukla İstanbul’da olduklarına göre, Emniyet kendisine bağlı olan bir Vali’nin görev yaptığı bir şehirde, bu kadar baron ne arıyordu, İstanbul’da bu kadar çete nasıl oluşmuştu, o valinin başında olduğu emniyetten iki tane polisin, nasıl olup da torbacıları İstanbul’dan Ankara’ya götürüp, Sinan Ateş cinayetinin işlenmesi olayı gerçekleşmişti diye, Bugünkü başarılarından dolayı o valiye sorulamaması, bunların düşün dürttürülememesi, işte hep o toplum mühendisliğiyle birlikte psikolojik harp tekniklerinin bu halka uygulanmasındandır !!

Şimdi soru şu aslında; Bugünün çok başarılı içişleri bakanı, Dün vali iken kendi şehrinde bu başarıları neden sağlayamamıştır?

Ya da dünün kendi ilinde uluslararası baronları cirit atan bir valinin, Bugün bu başarıları elde ediyor olması bir PR çalışması mıdır?

Acaba İçişleri Bakanı Yerlikaya İstanbul Ankara gibi bir ilin belediye başkanlığına mı hazırlanmaktadır bu PR çalışmasıyla !!