FARUK BOSTAN'IN CAN GÜVENLİĞİ İÇİN ENDİŞELİYİM

Sevgili abimiz, değerli dostum Faruk Bostan 1 Kasım günü teslim olduğu Kandıra Açık Cezaevinden bu gece Kastamonu Araç İlçesi Açık Cezaevine sevk edildi.

Faruk Bostan ile yaptığım görüşmede "Elimize verilen sevk belgesinde kapasite fazlası diyerek 2 kişi, ana binadan da 7 kişi toplam 9 kişi Acil kodlu olarak, akşam yemeğine 5 dakika kalmışken alalacele adliyenin minibüsüyle Kastamonu, Araç ilçesi cezaevine gönderiliyoruz. Tamamen talimatla" dedi.

Faruk Bostan bu sevki kesinlikle iyi niyetli bulmuyor. Kocaeli Halk Gazetesi'nde yayınlanan kamuoyu açıklamasında belirttiği gibi CAN GÜVENLİĞİNDEN ENDİŞELİ. Açık söyleyeyim ben de Faruk Bostan'ın can güvenliğinden endişeliyim.

Geçen sene iki eski Fetö iltisaklının iftirası ile Faruk Bostan ile şahsımı cezaevine atmışlardı. Sonradan müfteri İbrahim Bıyıklı'nın duruşmada iftira attığını itiraf ettiği ve mahkemede beraat ettiğimiz tutukluluğumun 7.günü Kandıra T1 kapalı cezaevinde kapalı görüş girişinde bana infaz girişimi yapıldı.

AKP'li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı " Tahir Büyükakın'a muhalefeti kesmezseniz cezaevine girecek ve orada öleceksiniz" diye bizi tehdit eden Tahsin Keskin'in Tahir Büyükakın'ın reklam danışmanı olduğunu biliyorsunuz. Tahsin de zaten Faruk Bostan ile şahsımı Tahir Büyükakın'ın reklam danışmanı olduktan sonra tehdit etmişti. Biz bu tehditleri hem kamuoyuna duyurmuş hem de savcılığa intikal ettirmiştik. Bu tehditler sürerken Tahir Büyükakın'a muhalif gazeteci Güngör Arslan öldürülmüştü. Cinayeti azmettirmek şüphesiyle tutuklanan isim ise Tahsin Keskin'in ortağı ve Tahir Büyükakın'ın reklam danışmanı Av. Ersin Kurt olmuştu.

İşte bu Ersin Kurt için cezaevine girerken hasım olduğunu yönetime bildirdiğim halde koğuştan kapalı görüşe çıktığımda beni Av.Ersin Kurt ve üç adamı ile aynı yerde noktada denk getirdiler ve o esnada Av.Ersin Kurt sözlü saldırıya geçtiğinde kamuoyunun uyarıları ile teyakkuz halinde olan gardiyanların hızlı müdahale edip beni oradan kaçırmaları ile fiili saldırıdan kurtulmuştum.

Bu olayın şöyle bir dikkat çekici yönü var. Cezaevi yönetimi Faruk Bostan abimizle beni güya bize kıyak olsun diye pandemi koğuşuna koymuşlardı. Koğuşta ikimizden başka kimse yoktu. Faruk Bostan abimiz yakınlarına ziyarete gelmemeleri onun yerine telefonla görüşme hakkını kullanacağını söylediği için ziyaretçisi yoktu. Ben tek olarak görüşe çıkmıştım. Şayet bizi koğuşlara dağıtsalardı koğuşun görüş günü en az 4 - 5 kişi görüşe çıkacak ve ben kapalı görüş odasında tek olmayacağım için bir infaz girişimi de başarılı olmayacaktı. Yaşadığım infaz girişimi bu açıdan bakılınca organize edilmiş, planlı bir teşebbüs olarak görünüyor. Zaten Tahsin Keskin tehdit etmişti ve Tahsin Keskin'in ortağı olup o esnada Tahir Büyükakın'a muhalif gazeteci Güngör Arslan'ı öldürttüğü şüphesiyle tutuklu bulunan Av. Ersin Kurt beni infaz etmeye kalkmıştı.

Bana saldırı ânında ablam Hatice Bilecen, kardeşim Üzeyir Kaya ve yeğenlerim ile görüş halinde olduğum için onlar dehşet ile hemen Ankara'ya gittiler. Ablam bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a talimat verdi. Erdoğan ablam ve abim Yunus Kaya'nın telefon numaralarını da alarak bu konuyu görüşeceğiz dedikten sonra Kocaeli Başsavcısı Habip Korkmaz Kocaeli'den aniden gönderildi ve biz tahliye edildik.

Bana infaz girişimi için kardeşim Üzeyir Kaya hemen savcılığa suç duyurusunda bulundu. Buna rağmen 1.5 yıl sonra cezaevinde infaz girişiminin olduğu konuma ait görüntüler silinmiş denilerek saldırgan Av.Ersin Kurt ve adamları hakkında takipsizlik kararı verildi. Dosya kapatıldı.

Faruk Bostan'a Haldız ailesinin gerçekleştirdiği infaz girişimi dosyasında da görüntüler kaybedilmiş ve dosya kapatılmak istenmişti.

Faruk Bostan çok önemli işlere imza attı.

Şu an ceza verilen dosyada aslında madalya alması gerekiyordu.

Körfez Belediyesi taş ocağını biri resmi diğeri gayri resmi iki bilgisayar ile kayıtdışı çalıştıran ve buradan 600 milyon TL civarında vurgun vuranlar hakkında 80 civarı haber yaptı. Haberler savcılığı harekete geçirir diye düşünürken Adliye'den haberlere erişim engeli kararları verildi.

Ne Vali Seddar Yavuz, ne savcılar, ne Belediye Başkanları vurgun ile ilgili hiçbir işlem yapmayınca efsane gazeteci Faruk Bostan savcılığa başvurarak Vali Seddar Yavuz, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı Habip Korkmaz, Körfez Başsavcısı Ali Mesut Kavak, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt gibi yöneticiler ve taş ocağı sahipleri Yunus Merttürk ve Ali Alp Arslan gibi isimler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Bu suç duyurusu ardından hemen Valilik taş ocağını mühürledi. İşletmeci Yunus Merttürk tüm malzemelerini söküp taşocağını terketti. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ise hemen taşocağını dolgu alanı haline getirdi. Ardından da Kocaeli Valisi Seddar Yavuz'a, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı Habip Korkmaz'a, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın'a iftira atıyor denilerek Başsavcı Yardımcısı Mehmet Yılmaz tarafından Faruk Bostan aleyhine soruşturma başlatıldı ve özensiz inceleme sonunda dava açıldı. Alelacele Faruk Bostan mahkum edilerek hükmü de kesinleştirilip bugün cezaevine atıldı.

Faruk Bostan çok daha önemli bir dosyada Mehmet Ali Paşa Caminde Cuma yardımlarını Müftülük marifetiyle toplayan müftülük personeli ve adamlarının 20 yıllık cami paralarını çaldıkları iddialarını gündeme getirmiş ve onları savcılığa şikayet etmişti. Tabiki failler Şevki Yılmaz'ın etrafındaki isimlerdi. Eski belediye başkanı Abdullah Çakmak'ın halaoğlu, İbrahim Karaosmanoğlu'nun amcaoğlu vs idi.

Faruk Bostan bu dosyayı kamuoyuna taşıyarak Mehmet Ali Paşa Caminin maliki ve başkanlığını önce şahsımın, şimdi kardeşim Üzeyir Kaya'nın yaptığı Kocaeli İlme Hizmet Vakfı'na Şevki Yılmaz ve adamlarının çökmesini de imkansız hale getirmişti. Paşa Cami kamulaşıyordu ve 100 milyon lira Vakfa ödenecekti. Bu para birilerinin iştahını kabartıyordu.

Savcılık tabiki şüphelilerin hiçbirinin ifadesini bile almadı. Dosya dördüncü kez kapatıldı.

Faruk Bostan bir de Tahir Büyükakın'a muhalif gazeteci Güngör Arslan'ın öldürülmesi olayında kurgulanan senaryoyu patlattı. Güngör Arslan'ı hem öldürmüşler hem de namus cinayeti ile öldürüldü denilsin diye senaryo hazırlamışlardı. Faruk Bostan bu cinayetin siyasi olduğunu ortaya çıkartan isimdi ve Av. Ersin Kurt belki de bu yüzden 11 ay cezaevinde yatmıştı.

Faruk Bostan AKP'li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın'ın Yeniden Refah Partisi lideri Dr. Fatih Erbakan'a hakaret ettiği görüşmenin raporunu da yayınlayarak bu şehirde siyasi yelpazeyi bütünüyle değiştirdi.

Faruk Bostan başka dosyaları da açacak diye korkanlar vardı.

En son Kocaeli'de KOM şubede haklarında Fetö raporu olan ama haklarında hiçbir işlem yapılmadıkları gibi çok önemli yerlere gelen isimleri haber yapmıştı.

Daha başka haberler de vardı elbet.

Bundan korkanlar vardı.

Birileri para vererek susturabildikleri gazeteci arayışında idi. Faruk Bostan zengindi. Paraya ihtiyacı yoktu. Şeref mücadelesi veriyordu. Mazlumun hakkını arıyordu. Mazlumun kim olduğu önemli değildi. Zulümden beslenenler ile çatışıyordu.

Bunun bedelini şimdi özgürlüğünü kaybederek ödüyor.

Hakkında alelacele Kastamonu Açık Cezaevine sevk kararı alınan Faruk Bostan bizzat benimle görüşerek kamuoyuna seslendi. Kendisine cezaevinde bile rahat vermeyen kişinin AKP'li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın olduğunu söyleyen Bostan "Can güvenliğim yok. Beni cezaevine 600 milyonluk taş ocağı vurgununu gündeme getirdiğim ve yaptığım haberleri görmezden gelerek taş ocağında vurgunu seyreden Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı Habip Korkmaz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Körfez Başsavcısı Ali Mesut Kavak, Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt hakkında savcılığa şikayette bulunduğum için attılar. Geçen sene eski Fetö iltisaklı kişilerin iftirası ile cezaevine atıldığımızda dostum Abdullah Kaya'ya cezaevinde infaz girişimi yapılmıştı. O dosya Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca kapatıldı. Aynı infaz teşebbüsü tehlikesi benim için de vardır. Başıma geleceklerden Vali Seddar Yavuz'u, Başsavcı Ferhat Kapıcı'yı ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın'ı sorumlu tutuyorum." dedi. Bostan "Hiçbir durum beni mücadelemden vazgeçirmeyecek. Bu zulme teslim olmayacağım. Zulüm ebedi olamaz. Kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır. Bu milletin hakkını gasp edip bu milletin hakkını aradım diye bana zulmedenler ilahi adaletten gafildirler." dedi.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Abdullah Kaya - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Halk Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Halk Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Halk Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Halk Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

02

Masum vatandaş - Gazetecilere kendilerinden olmayanlara bu tahammülsüzlük niye, hangi çağda yaşıyoruz. Yolsuzlukları açığa çıkartmak, halkın, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmak suç olmuş, Yanlış işlere dur deyin kimseyle de uğraşmayın Muhalefete de eleştireye de açık olun.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 12 Kasım 07:27
01

Aslan Demirpençe - Bir daha bu kentten bir gazetecinin daha burnu kanamayacak! Bu ihtimali aylar öncesinden düşünüp gereken adımları fazlasıyla atmış biri olarak FİKİRLERE KURŞUN işlemediğini, maskemin ardında ettrn fazlası olduğunu tüm kredisini tüketen bay Creedylere söyleyeli çok oldu!

Yanıtla . 4Beğen . 0Beğenme 11 Kasım 01:10