NİÇİN CEZAEVİNE ATILDIM? 600 MİLYONLUK VURGUN NE OLACAK?

Değerli Kocaelili hemşerilerim! Sevgili dostlarım, arkadaşlarım!

Bu yazımı size Kandıra Açık Cezaevinden yazıyorum. 1 Ekim 2023 günü hakkımda verilen hapis cezası kesinleştiği için Kandıra Açık Cezaevine teslim oldum. Kocaeli Adliyesi hakkımdaki müddet nameyi düzenlesin diye 6 gündür bekliyordum. Müddet namem hâlâ düzenlenmedi ve takip ettiğim kadarıyla beni cezaevinde uzun süre tutmak için aleyhime açılmış tüm dosyalar birleştirilmeye çalışılıyor.

Öncelikle ifade edeyim cezaevinde şerefli bir şekilde yatıyorum. Kocaeli halkının, bu vatan için canını feda etmiş olan şehitlerimizin torunlarının gasp edilen servetini gündeme taşıdığım ve bir kısım haraminin bu şehit torunu milletin hazinesini yağmalamasını engellediğim için cezaevindeyim. Şu açıdan gönlüm rahat, mutlu ve heyecanlıyım ki beni cezaevine atmayı başardılar ama Körfez'de bu şehit oğlu şehit milletin taş ocağını yağmalamaya devam edemediler. Onların yağmasını engelledim ve bunun bedelini de şimdi cezaevine atılmak ödüyorum.

Şayet bu ülkede halkını seven bir yönetici varsa benim gündeme getirdiğim yağma nedeniyle beni mükafatlandırır ve şimdi yağmacıları hapse attırır. İnşallah bu olayda da bu olacaktır. Aynı müfteri İbrahim Bıyıklı, müfteri Orhan Bıyıklı ve müfteri Cezmi (Hüdaverdi) Çiçek'in iftirası ile nasıl cezaevine atıldık ve oradan yüzümüz ak çıktı isek şimdi de suçlandığımız konuda bu millete, bu devlete, Allah'a karşı görevimi yaptığım, şerefli bir insan gibi davrandığım, benden şikayetçi olanlardan kimisinin görevini ihmal ettiği, kimisinin de gırtlağına kadar harama bulaştığı da ortaya çıkacaktır. Bu Allah'ın vaadidir.

Kocaeli'nin Körfez ilçesinde bulunan taş ocağı ile ilgili ihbar niteliğinde 80'den fazla haber yaptım. Haberlerimden sonra Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının büyüklüğü tahminen 600 milyon lira olan yolsuzluk için soruşturma başlatacağını düşünmüştüm. Yanıldım. Önce haberlerime erişim engeli getirildi. Ben haber yapmaya devam ettim. Ama Kocaeli Valiliği de Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı da Körfez Kaymakamlığı da, Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı da, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi de Körfez Belediyesi de ve tüm yetkililer de haberleri görmezden gelmeyi seçti.  Basında çıkan bu tarz haberler basın savcılığınca ihbar kabul edilip soruşturma açılırdı. Bu yapılmayınca yaptığım haberleri de ekine koyarak başta Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı Habip Korkmaz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Körfez Başsavcısı Ali Mesut Kavak, Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt olmak üzere yetkililer ve Körfez taş ocağını işleten Efor Madencilik şirketinin ortaklarını savcılığa şikayet ettim. Kamu yöneticilerini görevlerini yapmadıkları için şikayet etmiştim.

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğum şikayet dilekçemden 9 saat sonra 16.8.2021 tarihinde Jandarma ekipleri taş ocağını mühürledi. Taş ocağını işleten Yunus Merttürk mühürlemenin ardından tüm makina ve ekipmanlarını taşocağından kaçırdı ve Körfez 1. Noterliğinden 26.8.2021 tarih 11160 yevmiye nolu tutanak tutturup madendeki çalışmasını sonlandırdı.

Yunus Merttürk'e ait taş ocağı benim haberlerime kadar denetimsiz, resmi işlemleri yapılmamış bir şekilde ve Kocaeli Valiliği - Sakarya Orman Bölge Müdürlüğü ve Efor Madencilik arasında ahbap çavuş ilişkisi ile çalıştırılıyordu.

Efor Madencilik taş ocağını biri resmi olan diğeri resmi olmayan iki bilgisayar ve kantar ile çalıştırıyordu. Resmi olmayan bilgisayar ve kantar ile kayıtsız taş çıkarılarak devlet zarara uğratılıyor ve buradan büyük bir vurgun vuruluyordu.

Kocaeli Halk Gazetesi'nde taş ocağının izinsiz çalıştığını gündeme getirdiğimiz gibi Yunus Merttürk 28.7.2021 tarihinde 581.000 TL devlete ödeme yaparak 15.4.2022 tarihine kadar taş ocağını kullanma yetkisi almıştı. Ardından vurgunu gündeme getirip 16.8.2021 tarihinde ben savcılığa başvuru yapınca Valilik panik ve acele ile taş ocağını kapattığında 15.4.2022 tarihine kadar işletme ruhsatı almasına rağmen Yunus Merttürk kapatma kararına itiraz bile etmeden ne kadar malzemesi varsa taşocağından aldı ve alanı boşalttı. Bu alanı da Kocaeli Büyükşehir Belediyesi alelacele hafriyat döküm alanı haline getirip taşocağından çıkarılan taş miktarının ölçümünün imkansız hale getirmenin adımını attı.

Körfez taş ocağını çalıştıran Yunus Merttürk'e ait Efor Madencilik Ford Otosan'ın dolgu işini almıştı. Bizzat katıldığım Körfez Belediyesi meclis toplantısında meclis üyeleri de başkan Şener Söğüt'e taşocağının sözleşmesi bittiği halde çalışmaya niçin devam ettiğini sormuşlardı. Belediyeleri, devleti zarara uğratan ve Efor Madencilik sahiplerine büyük ve haksız kazançlar sağlayan kayıtsız maden işletimi alenen ve pervasızca yapılıyordu. Bu pervasızlığın kamuya zararının 600 milyon lira olduğu hesaplanıyordu.

Ben bu vurgun düzenini bozdum. Yağmaya engel oldum.

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Mehmet Yılmaz re'sen benim kendilerinden şikayetçi olduğum kişileri müşteki gösterip hakkımda iftira soruşturması açtı. Hemen dava açıldı.

Hakkımda açılan davaya Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı Habip Korkmaz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın kendilerine iftira attığımı iddia edip müdahil olarak ceza almamı istediler. Benim şüpheli olarak şikayetçi olduklarımdan Murat Turan bile benim aleyhime şikayetçi olmuş gibi gösterildi. Halbuki Başsavcı Yardımcısı Mehmet Yılmaz soruşturmayı özveri ile yapsa ve Murat Turan'ı dinlese idi taşocağı ile ilgili gerçekleri zaten gazeteye ihbar eden ve bu vurgunu açığa çıkaranın Murat Turan olduğunu görecekti. Şüpheli olarak Murat Turan'ı özellikle şikayet dilekçeme yazmıştım ki savcılığa soruşturma sürecinde detaylı bilgiyi verecekti. Ama Efor Madencilik ve 600 milyonluk vurgunu soruşturmadılar ve vurgunu gündeme getirdiğim için bana iftira suçlaması ile hapis cezası verdiler.

Peki madem iftira vardı da niçin hemen taşocağını mühürlediniz?

Neden hemen tüm ekipmanı söküp taşocağını döküm sahası yaptınız?

Sevgili takipçilerim, değerli dostlarım!

Onlar inanmasa yahut dikkat etmese de biz inanıyoruz ve biliyoruz ki ALLAH VAR. Allah bu vurgunun ve beni hapse attıran bu zulüm ve düzeninin hesabını görecektir.

Hayatımın en güzel işlerinden birini yaptım. Bu taşocağını haramilere yedirmedim. Hamdolsun.

Şimdi kaderime boyun eğiyor ve cezaevinde vatana ve millete hizmet etmenin cezasını çekiyorum.

Bu vatan ve bu millet bizim.

Bedeli ne olursa olsun vatanımıza ve milletimize hizmet etmeye devam edeceğim.