Sevdiğim beni sevmiyorsa sevmesin, ben seviyorum işte, var mı diyeceği :)

Bizim memleket çok komik olaylara bir o kadarda acı gelişmelere sahne oluyor.

Biliyorsunuzdur, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Sadettin Hülagü’yü son derece başarısız buluyorum ve o makama yakışmadığına inanıyorum, daha birçok kişiyi yakıştırmadığım gibi.

Geçtiğimiz günlerde bir profesör titli akademisyen başka bir akademisyene “Benim olacaksın” gibi akla hayale gelmeyen cümlelerle fakültede rezillik çıkarmış!

Memlekette sevgi konusunda çok ciddi bir sorun yaşanıyor.

Sevgi karşılıklı olur, tek taraflı olmaz.

Ülkede sevmeyi bilen eskiden daha çoktu. Her gün kadınlara yapılan şiddeti duymaktan artık midem bulanıyor.

Kadına değer veren örfümüz bugün yerlerde bir kısım sevgiyi, sevmeyi, saygıyı bilmeyen hanzovari davranışları adamlıktan sayan fikri bozuklar yüzünden.

Sevdiğine kavuşamayanlar vardır benim gibi. Olabilir, çekilirsin köşene, nasip değilmiş dersin, olur biter. Ya da sevmeye devam edersin sana kalmış bir durum.

Bir de öbür türlü hareket eden, toplumun sinirlerini bozan gurup var.

İşte her gün televizyonlarda binlercesini gördüğümüz örnekleri var.

Eskiden Süper Baba, Bizimkiler, Gülen Gözler, Hababam Sınıfı gibi yapımlarda aile, toplum, kadın, çocuk bilinci aşılanıyorken bugünkü gibi sabah saatlerinde yayınlanan, annemin de pek merakla izlediği programlar var mıydı?

Sabah saatlerindeki bu programlarda hayatın gerçekleri anlatılmıyor bana göre. Kötü örneklerin birçok kez konu edildiği bu programların toplum üzerinde ne kadar olumlu etkileri olduğu da ARAŞTIRMA konusu olmalıdır diye düşünüyorum.

Siz hiç Mehmet Aslantuğ Arzum Onan çiftinin evliliğini konu alan bir program görüyor musunuz?

TRT’de bir ömür yastığa baş koymuş dedelerimizin ve annenanelerimizin hayat hikayelerini anlattığı yayınları kaç kanalda görüyoruz?

Sevgi emek ister. Karşındaki seni sevmiyor diye hayvanca davranışlar sergilemek adamlık değil!

Sevdiğinle konuşamamak, ona ulaşamamak, arada kalın perde beton gibi olayların olması, çeşitli garabet tiplerin setler örmesi bile gerçek manada SEVGİNİN önüne geçemiyor.

O kadar güçlü bir duygudur ki ADAM gibi sevmek karşındaki anlayışsız biri bile olsa bu duyguyu bir kez hissetmesi bile yetiyorken KADINA şiddet gösterenler, kadının gözünden dökülen bir yaş damlasının dahi anlamanı anlayamanlar asla gerçek manada sevmemişlerdir.

Sevginin yoğunluğu çok iyi ayarlanmalıdır. Fazlası boğar azı soğutur.

Bu devirde PARAN YOKSA sevsen de kavuşamazsın mantığı birçoklarında var. Bu kitlenin de asla gerçek manada sevginin ne demek olduğunu anlayamadığına inanıyorum.

Para gerekli olsa da SEVGİ bununla ölçülemez.

Ne parası olan yalnızlar neden var madem öyle!

Ya da parası olup, sevdiğine bir çiçeği çok gören, hatırlamayan, unutan aslında karşısındakinin gözlerinin içindeki ışıltıdan uzaklaştığını ne kadar fark ediyordur?

Sevgi denince bizde ilk akla gelen âşıklar olur.

Kadın erkek ilişkileri gelir ilk önce aklımıza nedense?

Sevginin çeşitleri çoktur.

Mesela enikler, her hayvanın eniği çok şirindir, bayılırım.

Bir Kangal eniği, maymun eniği, ne bileyim aklınıza hangi canlıyı getirirseniz getirin, bu duyguyu yaşamayan biri ne kadar sevgiyi tarifleyebilir?

İşte Konya’da yaşananlar ortada. Canlılara zarar vermeyi adamlıktan sayanların hali ortada, her gün on binlerce kişi bu eziyetçileri yetiştiren analarını ve babalarını özlü sözlerle eminim anıyordur.

Kitap sevgisi, kelebek sevgisi, doğa sevgisi, insan sevgisi, devlet sevgisi, memleket sevgisi ve daha birçok çeşidi vardır.

Bir de unutmadan söyleyeyim inanılmaz bir siyaset sevgisi var bazılarında, kendilerine HALKIMIZI,ATATÜRK’Ü, TARİHİ daha çok sevmeye davet ederken, bu yaşıma kadar hayatta bir kişiyi çok sevdiğimi de sözlerime eklemek isterim.

Ona bir civciv, mandalina, portakal, muhabbet kuşu ve daha bir çok benzetme yapmama rağmen canımdan çok sevdiğimi uzaklardan iletirken, aynı şehirde yine onun kadar olmasa da her bakışında içimi ısıtan, komik sözleri ve kültürüyle kendime benzettiğim, gözlerinin içi gülene selam ediyorum.

Allah’a her zaman şükreden bir insan olarak mazlumun yanında gafilin karşısında dururken, hata yapmamaya özen gösterilim diyorum.

Kötülük yapmak marifet değil, marifet dünyayı daha güzel, daha yaşanır bir halde tutabilmektir.

Biliyorsunuz uzun zamandır birçok konuda mücadele içindeyim. Bunların hiçbirinden zerre kadar çıkarım yoktur. Tek amacım insanların yüzlerinin gülmesi, morallerinin yüksek olması, Şenol hariç tabi ki :)

Rahmetli Ahmet dedem çok iyi bir insandı. Uzun yıllar Fethiye Caddesi’nde esnaflık yapmış, emekli olduktan sonra biz torunlarını büyütmüştü.

Dedemi Fethiye Caddesi’nde tanıyanlar hep güler yüzlü, esnafa moral veren biri olarak tanımlıyorlar. Envai çeşit şaka yapan, matrak bir insandı.

Aslen Gerede’li olan dedemi çok özlüyorum. Arkadaşlarını çok özlüyorum. Geçtiğimiz haftalarda Kocaeli’ye hamburgeri tanıtan meşhur DAYICIM işletmecisinin kurucusu Nevzat amcamızın vefatına çok üzüldüm.

Cenazesine katılamadım. Dedemin arkadaşı da olan Nevzat amcamıza Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Evlatlarına ve ailesine rabbim sabırlar versin.

Biz İzmit Çocukları TREN YOLUNUN hikayesini çok iyi bilirler. Bundan 25 yıl öncesine kadar şimdilerde İzmit Yürüyüş Yolu olarak anılan yerde herkes birbirini tanır, selamlaşırdı.

Hala eski İzmitliler olarak aynı kültür devam ediyor.

İzmit’i özlüyorum, tam Ankara’da yaşamaya karar verdim diyorum tak, bir karar, göreve dönmek için açtığımız davayı kazanmışız.

Ertesi gün yine Bakanlık’tan bir evrak. Neyse ki yabancıdan gelmemiş bu kez. Malatya’lı hemşerim Mehmet Koca’dan.

Yakında göreve başlayacağım. Yani Ankara’dan dönüyorum yine. Bu dönüş farklı olacak. İçimden bir his evleneceğimi söylemiyor ancak geçen gün sevdiğimi rüyamda gördüm.

Ne olursa olsun sevmek güzeldir. Karşılık olmayabilir, kaçabilir ya da sizi sevmeye bilir. Belki seviyordur ama zaman ve mekân, olaylar insanları değişik noktalara sürükleyebilir. Lakin ne olursa olsun insan duygularına karşılık bulamıyor diye karşısındakine zarar vermez, KOÜ’de yaşanan olaydaki gibi profesörün yaptıklarını yapmaz.

İnsan sevdiğini her şeyden sakınır. Belki aylarca görmeyebilir, istemden üzebilir, ne olursa olsun karşısındakini zorlamaz. Zorla güzellik olmaz. Sevdiğim bir kız vardı geçmişte, benden kaçıyordu adeta. Üzerine kurulan baskılar yüzünden. Kendisine üzülmemesini söyledim. Ailesiyle benim yüzümden arada kalmamasını da.

Hatta kaçsa dahi, bunun anlamsız bir hareket olduğunu da. Çünkü medeni insanlar kaçmaz, sorunların üstüne gider.

Kendisine zarar vereceğime inanmış bu kişinin yüzüne öyle bir cümle söyledim ki o gözlerin içindeki ifadeyi asla unutmadım.

Allah’a iman etmiş, iyilik için uğraşanların güçlü bir kalbi olur. Güçlü kalbe sahip olan insanların gerçekten hayatlarında başarılı olduğunu hep gördüm.

Kıssadan hisse, sevgi emek ister. Sevgi dürüstlük ister. Sevgi zaman ister. Sevgi bitmediyse sonunda düğün salonu ister mi bunun yorumunu da siz değerli okuyucularımıza bırakıyorum.

Herkese Ankara’dan selam ediyorum. Şenol hadi bu sefer sana da selam edeyimde az sevin.

Allah’ın verdiği aklı kullanan, insanlara yardım eden, Türk Kadını’na değer veren, toplumun gelişmesini sağlayan herkese saygılarımla.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Dr. Ersoy Kandemir - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Halk Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Halk Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Halk Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Halk Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

Manav Hüseyin - Sen elmayı seviyorsun diye, elmanın da seni sevmesi şart mı? Altı üstü bi elma yiyeceksin be Ersoy :D

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 12 Temmuz 12:00
02

Dr Ersoy Kandemir - @Manav Hüseyin 01 nolu yoruma cevabı: Hüseyin’im sen ayvayı yemişsin haberin yok canım! Biz nasipten öteye köy yok diyebilirseniz canım, dersim elma armut üzümün sapı değil yani! Sen Şenol gibi karpuzu koltuğunun alma soğuk soğuk ye derim, sıcaklarda iyi gider, her ne kadar kilosu bu yaz onun altına düşmesede;)

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 23 Temmuz 18:12